Bugün 1 Temmuz 2025 Salı
İstatistik Almanak Foto Galeri Anılar Etkinlikler Kitap Kan Bankası İletişim
Devre Devrenizi girin.
Boş bırakırsanız tüm devre moderatörlerini listeler.
Hoşgeldiniz. Üye Girişi
Aramalar



kitap.Sultanî.com hocalar.Sultanî.com tambur.Sultanî.com Galatasaray Dergileri Arşivi
Kısa Yoldan
Şehitlerimiz
Mektepli Müdürlerimiz
GSD - Başkanlar
GSK - Mektepli Başkanlar
GEV Mütevelli
Yardımlaşma Vakfı Mütevelli
AGBD - Başkanlar

Üyelik İstatistikleri
Kan grupları

Mekteb-i Sultanî 13. Sınıf
Toplam Kayıt: 17104   Vefat: 4861   Devresi Belirsiz:273
Günlük Köşe Yazısı (Arşiv): 17919   Köşe Yazarı: 74
Kitap (Arşiv): 1119   Kitap Yazarı: 342   Foto (Arşiv): 4633   Kan Grubu: 5170

Galatasaray Lisesi Galatasaray Lisesi

İki Kitap      / Tüm Kitaplar      / Yeni Kitap

1978 Türk Dil Kurumu Mantık Terimleri Sözlüğü - (1978 Türk Dil Kurumu)
Adnan Adan ONART
1978 Türk Dil Kurumu


 Uzel Yayınları Şiirleriyle Ahmet Uzel - ( Uzel Yayınları)
Ahmet Uzel
Uzel Yayınları

Müziğin ve şiirin bir araya getirdiği, gönül dostu kıldığı, sesin ve sözün ahenginde kaynaşmış bir dostlar sofrası, bir mutena meclis... Sohbetin şiirle, müzikle nakşolduğu; sessizliğin anlamlı bir sükût, bir uzun es, bir mısra sonu gibi yürek kabartan bir bekleyişe dönüştüğü bir dostlar meclisi... Havada, sanatın coşkulu dinginliği, berrak tütsüsü salınıp durmakta. "Yeni bir hicaz, yeni bir nihavent yaptım" diye müjdeler Ahmet Uzel; ""notalarını hepinize dağıtacağım." Yahya Kemal'in bir şiirini bestelediğini söyler. Sonra, gözleri engin bir ufkun çizgisinde mırıldanır. "Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...' Ve gecenin bitiminde "geminin demir almak üzere" olduğundan habersiz, dostlarıyla vedalaşır. Kulaklarında meçhule giden o geminin son yelken uğultuları; evine gider. İşte o gece, tam o gece saat gecenin ikisini az geçe... "Bir bitmeyecek şevk verirken beste, Bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir... " Takvimler 5 Ekim 1998'i göstermektedir. O geceden tam 68 yıl önce, 1930 yılında Bursa'nın eski mahallelerinden birinde başlar Ahmet Uzel'in bitmek tükenmek bilmez bir coşku ve gayretle dokuduğu yaşamı. 1930'ların Bursa'sında geçirdiği çocukluk yıllarını, Kunduracı Fettah, Sütnine ve Nigar Hanımlar, Lille Sineması, çocukluk arkadaşları Vedat, Coşkun, Nuray, Kaleci Özcan gibi figürleriyle hiç unutamadığı Beyazıt'taki Büyük Haydar Sokağını; dedesinin ve babasının fayton imal ettiği Faytoncular Hanı'nı hep tatlı bir nostalji ile özlemle hatırlar Ahmet Uzel... Babası İbrahim Bey 1940 yılında ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşince, Ahmet Uzel için de İstanbul günleri başlar. İbrahim Bey, Sirkeci'deki bir dükkânda makas yay üretiminin yanı sıra kamyonlar için şasi takviyesi ve karoseri imal etmektedir…ŞiirleMüziğin ve şiirin bir araya getirdiği, gönül dostu kıldığı, sesin ve sözün ahenginde kaynaşmış bir dostlar sofrası, bir mutena meclis... Sohbetin şiirle, müzikle nakşolduğu; sessizliğin anlamlı bir sükût, bir uzun es, bir mısra sonu gibi yürek kabartan bir bekleyişe dönüştüğü bir dostlar meclisi... Havada, sanatın coşkulu dinginliği, berrak tütsüsü salınıp durmakta. "Yeni bir hicaz, yeni bir nihavent yaptım" diye müjdeler Ahmet Uzel; ""notalarını hepinize dağıtacağım." Yahya Kemal'in bir şiirini bestelediğini söyler. Sonra, gözleri engin bir ufkun çizgisinde mırıldanır. "Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...' Ve gecenin bitiminde "geminin demir almak üzere" olduğundan habersiz, dostlarıyla vedalaşır. Kulaklarında meçhule giden o geminin son yelken uğultuları; evine gider. İşte o gece, tam o gece saat gecenin ikisini az geçe... "Bir bitmeyecek şevk verirken beste, Bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir... " Takvimler 5 Ekim 1998'i göstermektedir. O geceden tam 68 yıl önce, 1930 yılında Bursa'nın eski mahallelerinden birinde başlar Ahmet Uzel'in bitmek tükenmek bilmez bir coşku ve gayretle dokuduğu yaşamı. 1930'ların Bursa'sında geçirdiği çocukluk yıllarını, Kunduracı Fettah, Sütnine ve Nigar Hanımlar, Lille Sineması, çocukluk arkadaşları Vedat, Coşkun, Nuray, Kaleci Özcan gibi figürleriyle hiç unutamadığı Beyazıt'taki Büyük Haydar Sokağını; dedesinin ve babasının fayton imal ettiği Faytoncular Hanı'nı hep tatlı bir nostalji ile özlemle hatırlar Ahmet Uzel... Babası İbrahim Bey 1940 yılında ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşince, Ahmet Uzel için de İstanbul günleri başlar. İbrahim Bey, Sirkeci'deki bir dükkânda makas yay üretiminin yanı sıra kamyonlar için şasi takviyesi ve karoseri imal etmektedir…riyle Ahmet Uzel

hocalar.sultani.com


Tasarım, programlama ve barındırma: Galatasaraylılar Derneği © 2025 Galatasaraylılar Derneği. Tüm hakları saklıdır.