|
|
|
Aragon - (İstanbul, Ocak 2000 Can Yayınları)
Nedim GÜRSEL
İstanbul, Ocak 2000 Can Yayınları
Çağımıza damgasını vurmuş bir şairdir Aragon. Türk okuru onu daha çok Elsa'nın Gözleri şiirleriyle tanır. Oysa Aragon'un yapıtı baştan sona kateder geçen yüzyılı, şiirden romana doğru bir evrim izler. Modern Fransız edebiyatının temel taşlarından biri üzerine doğrudan Fransızca kaleme aldığı ve önce Fransa'da yayınlanan bu kitabında Nedim Gürsel, bu dev yazarın pek bilinmeyen bir dönemine ışık tutuyor. Aragon'u, başkaldırıdan gerçek dünyaya doğru yol alırken izlediği Apollinaire, Rimbaud, Lautreamont gibi Modernizmin öncüleriyle karşılaştırıyor ve şöyle diyor:
'' Ayağında yüksek topuklu şık çizmeler, omzuna dek düşen bembeyaz saçlarıyla Saint-Germain Bulvarında sabaha karşı gördüğüm yaşlı adamın Aragon olabileceğini ummamıştım. Aragon adı her şeyden önce bir tarihti benim için. Birinci Dünya Savaşının yanık isyan eti kokan siperlerinden Fransız Direniş Hareketi'nin yeraltı örgütlerine; Dadacılık ve Gerçeküstücülükten Komünist Parti'ye, 1968 Mayıs günlerinden karısı Elsa Triolet'nin aşk türküsüne kadar uzanan bir yaşamın olağanüstü tarihi. Bu kitabı yazmadan önce onun yapıtındaki tek değişmeyenin 'değişme' olduğunu bilmiyordum.''
|
|
|
|
Fener Balat Ayvansaray - (İstanbul, 2006 Bağlam Yayınları)
AHMET FAİK ÖZBİLGE
İstanbul, 2006 Bağlam Yayınları
Yaşadığımız mekanlarla ilişkimizi genellikle kişiselleştirmeyiz. Mekanla ilişkimiz koşullar hatta zorunluluklar üzerinden gerçekleşir nedense çoğu zaman. Osmanbey ile bir ilişkimiz vardır çünkü iş yerimiz oradadır. Ataköy’e aşinayızdır çünkü orada ikamet ederiz.
Gündelik hayatımızda, çoğu zaman öz irademiz dışında aşina olduğumuz insanlar vardır. İşyerindeki iş arkadaşları, komşular aşina olduğumuz kişilerdir. Ama bir de dostlarımız vardır. Onları tanıdıklarımızdan, aşina olduklarımızdan ayırt ederiz hep. Mekanlarla dost olmayı ise pek aklımıza getirmeyiz.
Aslında mekanlarla, şehirlerle, semtlerle de dost olunabilir. Hatta bir mekana aşık bile olunabilir. Yaşadığımız mekanla ilişkimiz işlevselliğin ötesinde halis bir kişisel deneyim kılınabilir. Ama öncelikle bunu istemek, hissetmek, arzulamak gerekir herhalde.
Önsöz’den...
|
|
|